Tarkan
Daha
çok Tarkan ismiyle bilinen Tarkan Tevetoğlu 17 Ekim 1972 yılında
Almanya'nın Alzey kentinde dünyaya geldi. Almanya'da 6 çocuklu bir
göçmen işçinin çocuğu olan Tarkan 1980'li yılları sonunda ailesiyle
birlikte İstanbula yerleşip sonra klasik müzik eğitimleri aldı.1992
yılından itibaren ülkemizin hala en ünlü pop yıldızı olarak
bilinen Tarkan'ın 1999 yılında en önemli eserlerinden biri olan Şımarık
uluslararsı hit listelerinde ilk sıralarda yer almaya başladı, o günden
bugüne yeni müzikleriyle satış rakamlarında Türkiye'de birçok ünlü ismi
geride bırakan sanatçı CNN tarafından'da bazen Türkiye'nin Elvis'i
olarak tanımlanır. Tarkan'ın Türkiye ve Avrupa dışında Latin Amerika ve
Rusya'da olmak üzere yüzbinlerce hayranları vardır, örneğin Rusya'da en
çok satan yabancı müzikler listesinde Tarkan yine ilk sıralarda yerini
alıyor.
Ayrıca internet ortamlarında yaklaşık 15 ayrı dilde Tarkan
hayranları websitelerine rastlamak mümkündür... ancak bu ülkelerde
Tarkan'ın "yaramaz bir santçı" imajı da vardır... bazen birçok yönde hem
imalı hemde birden fazla anlam taşıyan besteleri, video ve konser
sahnelerinde kendini gerekenden çok daha fazla seksi göstermesi, yabancı
ülkelerde yüzbinlerce hayranları onu hem gösterişli hemde duygusal biri
olarak tanımasına yol açtı. Ayrıca bügüne kadar hakkında hem pozitif
hemde negatif yazanlar oldu. Ancak bütün bunlar Tarkan'ın Türkiye'de
yeri doldurulamaz bir "Megastar" olarak tanınmasına engel olamadı.
Tarkan her yıl Türkiye'de konser verdiği gibi Güney Amerika kıtasında
Buenos Aires kenti, Kuzey Ameika'da New York, Afrika kıtasında Kahire ve
Arap yarımadasında Dubay... ayrıca Kopenhag, Amsterdam, Rotterdam, Den
Bosh, Paris, Londra gibi büyük kentler ve Romanya, Bulgaristan, Meksiko
ve Rusya gibi ülkelerde bir dizi konserler verdi. Örneğin Hollanda'da
tam beş defa konser vermiştir Tarkan.
Gençlik Yılları
Almanya'da
6 çocuklu bir göçmen işçinin çocuğu olan Tarkan daha sonraki yıllarda
babasını kaybetti... babasının ikinci evliliğinden ikinci oğlu olan
Tarkan ismini annesi Neşe hanım vermişti, Tarkan ismi Türkiye'de Robin
Hood karekterine benzeyen aynı zamanda gariban insanların hakkını
savunan bir çizgi filmi kahramanı niteliğinde ün yapmıştı. Tarkan'ın
annesinden Hakan adında kendinden yaşta büyük bir erkek kardeşi, Handan
adında küçük bir kız kardeşi var, babasının birinci evliliğinden Gülay
ve Nuray adında iki kız kardeşi, bir de Adnan isminde erkek kardeşi
vardır. Henüz daha 13 yaşındayken 1986 yılında ailesiyle
birlikte Türkiye'ye göç ettiler. 1988 yılında Karamürsel'de müzik
eğitimlerine başlayan Tarkan daha sonra İstanbula göç eden ailesinin
yanında kalarak klasik müzik eğitimleri aldı. 1990 yılında ailesi tekrar
Karamürsel'e göç edince Tarkan bir yandan üniversite sınavlarına
hazırlanıyor, bir yandan da düğünlerde Türk Sanat Müziği icra ederek
para kazanmaya başladı, sonraki yıllarda müzik eğitimlerini başarıyla
tamamlayıp hemen her akşam düğünlerde şarkı söylemekten sınavları
kazanmaya zamanı yetmeyince, üniversiteye hazırlık çalışmalarını yarıda
kesti. Bu kez doğduğu ülkeye tekrar dönme kararı alan Tarkan Almanya'ya
hareket etmeden önce Mehmet Söğütoğlu adında bir müzik şirketi sahibiyle
tanışınca profesyonel müzik hayatına yep yeni ufuklar açılmaya başladı.
1992: Başarıya doğru ilk açılımlar
1990'lı
yılların başında Türkiye'de CD satışları henüz yaygın halde değildi...
ünlü sanatçıların hemen hepsi kaset satışlarıyla yetiniyordu, 1992
yılında Tarkan henüz daha çok genç yaşta iken ilk kasetlerinden biri
sayılan 'Yine Sensiz'' adlı şarkısını aslında bir albüm kapağı olarak
piyasaya sununca, aynı hafta yoğun ilgi toplayan şarkı Türkiye'de Top-10
şarkı listesinde yerini almaya başladı. 1993 yılında yine aynı parçanın
değişik versiyonlarda remix yapılmış hali bu sefer CD formatında
piyasalarda satışa sunuldu... onun arkasından Tarkan'ın o yıllarda en
yoğun ilgi gördüğü bir başka eseri olan 'Kıl Oldum Abi' daha çok komik
bir pop şarkısı olarak satış rekorları kırınca arkasından
'Kimdí'... daha sonra 'Didi... ve onun arkasından 'Çok Ararsın Beni'
albümleri eşliğinde video klip çekimleri başladı... Tarkan'ın hem yurt
içinde hemde yabancı ülkelerde yoğun ilgi gören şarkılarından biri de
"Vazgecemem" adında eseri... bu parça aslında "No Volvere" şarkısıyla
yabancı dilde benzerlik taşıyan 'The Gipsy Kings' albümünden
bazı sentezler oluşturur... ayrıca bu eserler Tarkan'ın yurt genelinde
müzik kariyeri açısından zirveye tırmanmasında en büyük etkenlerden biri
olmuştur... örneğin 'Yine Sensiz' adında hem kaset hemde CD formatında
piyasaya sunulan bir başka albümü o yıllarda 1 milyon satarak yeni bir
rekora imza atmıştır.
1994: Toplu-Histeriler
1994 de
Bir Acayipsin adlı ikinci kasetini piyasaya sunarken sürekli yeni
şarkılar icra etme konusuna ağırlık verdi... ayrıca bu şarkıların büyük
bir kısmında kompozisyon bölümleri kendisi tarafından düzenlendi, daha
sonraki eserlerde örneğin Hepsi Senin Mi ve "Seytan Azapta" isimli
eserlerin hazırlanmasında ünlü komponist ve pop sanatçısı Sezen Aksu'dan
yardımlar aldı. Bu yeni albümde yer alan tam 7 şarkıdan bir
birinden farklı son derece seksi video kliplerin çekimi yapıldı, yine
aynı albümden Dön Bebeğim adlı parçanın klibi New York da çekildi...
satış rakamlarında sürekli artış gösteren A-Acayipsin adlı şarkı 2 buçuk
milyon satarak Türkiye'de tam 4 yıl hit listelerinde ilk sıralarda yer
aldı... böylece müzik kariyerinde zirveye ulaşma yolunda hızla ilerleyen
sanatçının isminden hemen hemen hergün basın yayın ve bütün medya
grupları söz etmeye başladı. Gösterilen yoğun ilgiden dolayı günlük
hayatta sokaklara çıkamaz oldu artık.
En sonunda yurt içinde rahat
edemeyen ünlü sanatçı bir süreliğine New York'a taşınma kararı aldı.
Ancak orda da bir dizi yabancı müzik şirketleriyle işbirliği
halinde yeni besteler üretmeye devam etti... bir yandan yabancı dilde
yeni besteler üretiyor, bir yandan da New York 'Baruch' Kolejinde
ingilizce öğrenmeye çalışıyordu. 1996 yılında Atlantic Records
şirketinin sahibi Ahmet Ertegün ile yeni anlaşmalar imzaladı. Bu dönemde
icra edilen yeni şarkıları aslında İngilizce dilde yeni bir albüme
geçiş dönemi niteliğinde piyasaya sürülmüştü... aynı albümden bazı
eserlerin kısa bölümleri Türkçe belgesel proğramlarda yayınladı... daha
sonraki çalışmalarda yine Türkçe ağırlıklı yeni albümler piyasaya
sürüldü... daha sonra
Ölürüm Sana adında bir parça 1997 yılında 4
buçuk milyon satarak yeni bir rekor kırdı. Türkiye ve Almanya'da bir
bir arkasına konser turneleri takip ederken
Ölürüm Sana albümünün
tanıtımı için New York'da yeni video klipleri çekimi yapıldı... ve onun
ardından "Salına salına sinsice" klibinde yer alan görüntüler Türk
kamuoyunda bazı tartışmalar yarattı... çünkü o klipte Loft isminde bir
kot pantolon reklamında çıplak kadın resimleri yer almıştı.
1999: Uluslararası başarısı
Aslında
Sezen Aksu tarafından yazılan ayrıca Tarkan'ın en meşhur bestelerinden
biri olan 'Şımarık' uluslararası hit listelerinde hak ettiği yeri alması
için büyük çabalar harcandı ancak uzun sürmedi... hem Avrupa'da hemde
Güney Amerika'da Holly Valance türünde albüm kapaklarına konu olan parça
bütün yaz sezonu boyunca listelerden inmeyince özellikle parçada yer
alan öpücükler adeta Tarkan ile özdeşleşir hale geldi... özellikle
avrupa sokaklarında bir birlerine 'Yakalarsam' diye şaka yapan genç
insanlar tarafından dinlenen parça inanılmaz düzeyde rekorlar kırmaya
başladı. Bu parça aynı zamanda Avrupa'da bazı müzik platformları
tarafından platin ödüle layık görüldü. Fransa'da listede üçüncü,
Belçika'da ikinci sırayı kimseye kaptırmayan bu eser ayrıca Japonya'da
albüm kapağı nitelikleri ile piyasalarda görülmeye başladı. Örneğin
Hollanda'da yine aynı eser Max isminde bir sanatçı tarafından bu sefer
"Seni İstiyorum" şeklinde cover edilerek çilt kapağı konumunda icra
edildi. 1999'da yoğun bir çalışmanın ardından müziklerini tanıtma
amacıyla dünyanın birçok ülkesinde konserler veren Tarkan çıktığı bütün
sahnelerde hem 'Şımarık' hem 'Şıkıdım' hemde 'Bu Gece' isimli
şarkılarında sergilediği inanılmaz performansı ayrıca karizması çok
büyük bir müzik kitlesi tarafından taktirle karşılandı.
2001: Video klip çekiminde yetenekleri
2001
yılında piyasaya sürdüğü 'Karma' adında yeni albümünde Tarkan Türk
usulü ritim ve enstrumanların yer aldığı yeni bir pop müzik sitili
ortaya çıkardı... daha önceki eserlerde olduğu gibi bu parçada da
Tarkan'ın seksi imajının ön plana çıkarılma konusu ihmal
edilmemişti... örneğin bir takvim yaprağında Tarkan'ın bir foto model
ile öpüşmesi artık erotik sahnelerin hat safhaya vardığı görüntülerden
biri olmuştu. Bu albümden iki ayrı versiyonda Kuzu Kuzu ve Hüp adında
klipler çekerek Tarkan aslında Türkiye'de bir ilki daha gerçekleştirdi.
Yine aynı albümden bir üçüncü klip daha çekildi... bu sefer Verme adında
bir parçayı seslendiren ünlü sanatçı Türkiye'nin en önde gelen filim
rejisörlerinden Ferzan Özpetek'i devreye sokarak şarkıda inanılmaz bir
performans elde edildi. Satışta son derece başarılı
sonuçlar alan şarkının hemen ardından Dudu isminde yeni bir mini albüm
ortaya çıkarıldı... Tarkan'ın resmi telif haklarını taşıyan bu albüm
kısa sürede 1 milyon satarak aslında max albüm olma özelliğini çoktan
hak etmişti. Daha sonra 'Gülümse Kaderine' adında yeni bir video klibi
ile Tarkan Türkiye'de kadınların bazen şiddete maruz kaldığı konusunu
da bir anlamda ön plana çıkarmış oldu.
2006: İngilizce albümler konusunda yeni projeler
İngilizce
albüm çıkarma konusunda karşılaştığı bir dizi engel ve olumsuzluklara
rağmen 2006 yılında Tarkan'ın ilk ingilizce albümü piyasalarda yerini
aldı... karşılaştığı sorunlar aslında daha önceleri New York'da Atlantic
Records ile müzik telif haklarının korunması konusunda yapmış olduğu
anlaşmalar üzerinde odaklaştı... bu sorunlara birde internet
ortamlarından indirilen Tarkan'ın bazı şarkılarından ortaya çıkan bir
takım yasal engellerde eklenince ingilizce albümden beklenen nitice elde
edilemedi. İngilizce şarkılarından sadece ikisi örneğin 'Bounce en
Start the Fire' adında eseri Almanya top 10 listesinde birkaç hafta yer
alması Tarkan şarkılarının Universal Music şirketi tarafında yeteri
kadar yabancı ülkelerde tanıtılmadığı konusunu gündeme getirdi.
Aslında
bu albümlerin ortaya çıkarılmasında dünyanın en önde gelen pop
sanatçıları da katkıda bulundular... Michael Jackson ile (I Just Can't
Stop Loving You) ve kendi şarkısı (Man in the Mirror) ile
tanınan Siedah Garrett, Tarkan'ın Touch isimli şarkısının
seslendirilmesinde önemli rol üstlenmişti... ayrıca Aman Aman...'Hips
Don't Lie' ile meşhur olan De Fugees-sanatçısı Wyclef Jean, onun
yanında Billy Mann... ve Britney Spears albümünden meşhur olan Brian
Kierulf ile Josh Schwartz, İstanbul, Los Angeles ve New York
stüdyolarında Tarkan'ın ilk ingilizce albümü'nün ortaya çıkarılmasında
önemli katkıda bulunmuşlardı. Ancak bir sonraki albümündeki parçalar pop
ve hip-hop konusunda biraz daha çeşitlilik arz ediyordu. Albümde yer
alan bütün parçalarda Türk enstrumanları önemli rol aldı. Daha doğrusu
Come Closer niteliği taşıyan bu albüm daha çok Amerikan pazarı için
özveri ile düzenlenmişti. Bazı eserlerden ünlü Snoop Dogg ile Remix'ler
yapılarak yeni versiyonlar elde edildi.
2007-2008 Elektronik müzikle yenilikler
24
Aralık 2007'de Trakan yeni bir Türkçe albüm çıkardı Metamorfoz adı
altında... albümde yer alan bütün besteleri kendi yazmıştı daha önceki
albümlerinin piyasaya sürülmesinde Tarkan'a yardımcı olan prodüktör Ozan
Çolakoğlu ile birlikte yapılan çalışmalarda ilk defa elektronik sesler
uygulandı... ortaya çıkarılan eserlerde disko, trans, hip-hop benzeri
efekler yer aldı, ancak bütün bestelerin sözleri, ve okunuş şekli genel
hatlarıyla daha önceki albümlere kıyasla bir ayrıcalık taşımadı. Bu
albümde de Türkçe pop ritimleri ve dans özellikleri korundu. Bu albümde
dikkatleri çeken en önemli ayrıcalıklardan biri olan Tarkan'ın giyim
tarzı, sakalı ve yeni şaç modeli önplana çıktı. Henüz daha resmi
tanıtımı yapılmadan bu yeni albüm internet satış sitelerinde birinci
sırayı aldı. Ayrıca TRT'nin hazırlamış olduğu bir yılbaşı eğlence
proğramında yeni albümden 6 tane eser izleyicilere taktim edildi.
Hemen
iki hafta içinde 350 bin satan yeni albümden yaz sezonu için
hazırlanmış remix versiyonları piyasalara sunuldu. Bunların arasında DJ
Tiësto tarafından remix yapılmış Pare Pare versiyonu aynı tempoda
tüketicilere ulaştı. Albüm kapağı resminde Tarkan'ın yarı
çıplak vücudundaki döğmeside yer alıyordu. Böylece yeni albüm, yeni
resimler ve yeni tanıtım sitesi Uluslararası Tarkan Fan Klübü oluşturma
konusunda önemli etkenlerden biri oldu. 2008 yılından bu yana Doğa ile
yakın ilişki içinde olan ünlü sanatçı Doğayı Koruma Derneğine üye oldu
ve 1 Ekim 2008'de Uyan adında güzel bir parçayı Orhan Gencebay ile
birklikte icra ettiler. Bu parça aynı zamanda Derneğin yayınlanacak yeni
dergisine ve doğayı koruma faliyetlerine katkıda bulunmuş oldu.
Bilindiği gibi Hasankeyf adında antik bir köyün yöresinde inşa
edilen bir baraj neticesinde sular altında kalma tehlikesi yaşayan bu
şirin köyün yakınlarında ayrıca birde kaplumbağa türünün soyu tükenme
tehlikesi vardı. Bütün bu oluşumları halka nakletmek amacıyla söylenmiş
güzel bir parçanın adıdır Uyan.
Aynı zamanda klasik müzik sanatçısı
Ünlü
bir pop müziği sanatçısı olmasına rağman Tarkan zaman zamanda sanat
müziği ile iç içedir... örneğin Dudu albümünde yer alan Uzun İnce Bir
Yoldayım eserini sanat tarzında icra etmişti... oysa bu parça daha
önceleri Türk Halk Müziği tarzında icra edilmişti. 1995 yılında bir
şekerbayramı dolaysıyle televizyon proğramının neredeyse tamamı sanat
müziği bünyesinde düzenlenmişti, o proğramda siyah takım
elbiseyle sahneye çıkan Tarkan sürekli sanat müziği icra etmişti. Daha
önceki müzik kliplerinde oldukça seksi görünmek uğruna her yolu deneyen,
ayrıca seks ve evlilik konusunda zaman zaman da hassas konulara değinen
Tarkan bu proğram aracılığı ile Türkiye'de belli bir muhafazakar
kesimin tekrar gönlünü kazanmak için bir jest niteliğinde sanat müziği
icra ettiğini öne sürmüştü bazı gazete yazarları. 2006 yılında tıklım
tıklım dolan Harbiye açık hava Tiyatrosunda konser veren Tarkan ilk
dakikalarda pop müzik söylerken hemen arkasından sanat müziğine çevirdi.
Tarkan ın bu yaklaşımı hayranları arasında acaba pek yakında sanat
müziği albümleri mi çıkıyor şeklinde bazı kuşkular uyandırdı. Yine o
akşam 'Duydum ki unutmussun gözlerimin rengini' okuyarak ve arkasından
bir birinden güzel sanat eserleri icra ederek hayranlarının çoşkulu
alkışlarını toplamıştı.
Türk kültürüne Tarkan etkisi
Türk
insanına göre Tarkan bir şarkıcı olmaktan öte bir ideal, ayrıca ünlü
bir pop sanatçısı olmak isteyen genç nesiller için bir ekol niteliği
taşıyor. CNN Türk 'de zaman zaman Türkiye'nin yeni Elvis presley'si
olarak tanıtılan Tarkan gerçektende Türk kültüründe bazı tabuları
farklı alanlara taşımıştır... özellikle Türk erkeklerinde asırlardır
yerleşik duran Macho Erkek bilincini birkaç yıl içinde değiştiren
sanatçı... gerek giyim ve kuşamda, gerek saç modelinde, gerekse
kulaklara küpe takınma konusunda ailelerinden çekinen milyonlarca genç
insanın tabularını yıktı, artık Tarkan'da kendini görmeye başlayan genç
insanlar onun müziklerini evinin odasında son ayarda dinlemeye
başladılar. Bu konuda Eskişehir Üniversitesi tarafından yapılan bir
araştırma Tarkan'ın müzikleri ve giyim tarzının Türk gençleri üzerinde
önemli etki yarattığını ortaya çıkardı. Araştırma neticesi 2001 yılında
"Tarkan Yıldız Olgusu" adında bir kitap halinde yayınlandığı öne
sürüldü.
Öte
yandan Türkiye de bir kanun var... Tarkan kanunu... bu da tesadüfen
Tarkan'ın uluslararsı başarılara imza attığı yıllara rastlıyor... 1999
yılında Tarkan New York Üniversitesinde bir yandan ingilizce öğreniyor,
bir yandan da yoğun müzik çalışmaları dolaysıyle Amerika'dan
ayrılamıyordu... daha doğrusu o ülkede bir müddet kalmak zordundaydı...
tam o sıralarda Trakan'ın askerlik dönemi yaklaştı gerekçesi ile Türk
hükümeti Tarkan'a askerliğini yapması için bir çağırı yolladı, burada
işlerim yoğun askerliğimi ertelemek istiyorum şeklinde cevap veren
Tarkan'a kafayı takan Türk hükümeti bu sefer, askerlik
yükümlülüklerini yerine getirmedi gerekçesi ile bir yasa
çıkartarak Tarkan'ın biran evvel Türkiye'ye getirilmesinin yollarını
aradı... bir yandan da Tarkan'a gelmezsen Türk vatandaşlığın kaybolur
şeklinde uyarıda bulunan Türk hükümeti, beklediği cevabı alamayınca
uluslararsı dedikodulara maruz kalınmaması için Tarkan'ın yüklü bir
bedel ödemesini teklif ettiler.
Ayrıca o sıralarda Türkiye'
de ağır bir deprem olmuştu... hem ordu'ya hemde deprem zedelere para
yardımı eden Tarkan en sonunda Mustafa Sandal ile birlikte kısa dönem
askerlik yaptılar. Böylece aradaki çekişme tatlıya bağlanmış oldu, ancak
Tarkan Kanunu, sanırım hala yürürlükte. Bu kanun aslında askerlik
yapmamak için dış ülkelere kaçmaya yeltenen yeni nesillerin gözünü
korkutmak için hala yürürlükte duruyor. Bütün ünlü sanatçılarda olduğu
gibi Tarkan'ın da çeşitli katagorilerde sponsorları vardır... mesela
Pepsi Cola, Türkcell ve Avea bunlardan bazıları... ayrıca Opet,...
Doritos Pancho,... gözlük markası Police ve bir Jeans markası olan Loft,
bu şirketlerin hemen hepsi video klibi çekimlerinde yada Tarkan'ın özel
konserlerinde, lojistik yada maddi katkılarda bulunuyorlar. Bu firmalar
da zaman zaman kendi reklamlarında veya takvimlerinde Tarkan
resimlerini kullanıyorlar. Bazen de bütün sene boyunca Tarkan posterleri
büyük caddelerde asılı kalıyor. 2004 yılında ünlü bir parfüm markası
yine Tarkan ismi altında piyasalara sürüldü.
Paparazzi ve dedikodular
Yıllardan
beri süregelen olumsuz dedikodular yüzünden Türk basını ile Tarkan
arasında samimi bir bağın oluştuğu pek söylenemez. Bilindiği gibi
ülkemizde her hangi bir sanatçının yada bir politikacının özel hayatı
ile ilgili yalan yanlış yazılan dedikoduları ayıklamak yada atılan
iftiraları su yüzüne çıkarmak ülkemizde öyle sanıldığı gibi kolay
değildir... ünlü sanatçılar bu konuda çok acımasız bir medya ortamı ile
karşı karşıyalar... aramadan sormadan hakkınızda kim ne derse desin
önüne gelen herkes hemen birşeyler yazıyor... bu konuda avrupa ve
Amerika'da insanlar biraz daha çekimser, çünkü o ülkelerde yüklü bir
para ödeme kanunu var... ayrıca gazetecilik mesleğiniz elinizden
alınıyor. Öyle rastgele insanlar hakkında her hangi bir dedikodu
yazamazsınız. Bu yüzden Tarkan her istediği saatte her ortamda kafasına
göre insanların arasına karışıp bir hafta sonunun tadını çıkaramıyor
malesef.
Çünkü arkasında 24 saat bir paparazzi ordusu var...
herhangi bir plajda yada bir gazinoda yanına genç bir hanım otursa bile
hemen ertsi gün boy boy resimler yayınlanıyor... örneğin bir konserinde
Tarkan'ın babasının vefat ettiği duyulduğu halde konseri yarıda kesmeyen
Tarkan basın mensuplarından haftalarca eleştiri almıştı. 2007 yılında
bir resim pozu almak uğruna son sürat giden arabasını takip eden
kalabalık bir medya gurubunu görünce Tarkan hemen eğletip siz Diana
kazasından hiç ders almadınız mı diye gazetecilere karşı yoğun tepkisini
dile getirmişti. Zaman zaman Türk medyası ile küskün kalan Tarkan hala
Türkiye'de birçok şeyin geri kaldığını, kendi özel hayatına
gereken saygının gösterilmediğini her fırsatta dile getirmiştir. Hatta
bazen ulu orta Tarkan'ın eşcinsel olup olmadığını soranlar var...
Tarkan'ı çileden çıkartan bu sorular yüzünden Türk medyası ile yıldızı
bir türlü barışmadı. Eşcinsel olmadığını defalarca basın karşısında
hatırlatan sanatçının bayan arkadaşı da bu konuda sürekli rahatsız
olduğunu dile getirmiştir.
Bununla da kalmayıp 2001 yılında bir
plajda Tarkan bir erkek arkadaşını yarı çıplak halde kucaklarken çekilen
bir fotoğraf günlerce dedikodu sayfalarında yer almıştı. Aslında o
fotoğraf New York'da kaldığı sıralarda çekilmiş daha sonra bir
yabancının eline geçmiş daha sonrada aynı kişi o fotoğrafı Trakan'a
santaj malzemesi olarak kullanıp 250 bin dolar istemişti. İlk
başta durumu ciddiye almayan Tarkan sonra aynı fotoğrafı bir dergide
görünce çok şaşırmıştı... sözkonu dergiye 150 bin dolara satılan
fotoğraf hem yurt içinde hemde yurt dışında yoğun dedikodulara neden
olmuştu. Bir basın toplantısında durumu açıklığa kavuşturan Tarkan,
neticede bu onun özel hayatı olduğunu, ve kimseye bu konuda hesap vermek
zorunda olmadığını açıklamıştı... en sonunda o fotoğrafı elden ele
veren hırsız yakalanınca yüklü bir para cezası ödemişti. Yine o
dönemlerde eşcinsel olmadığını tekrar hatırlatan sanatçı bu soruları
kendisine yönetenlerin... Türk erkeklerinin imajı Tarkan'la zedeleniyor
kaygısı taşıyan belli çevreler tarafından bilinçli olarak sorulduğunu
öne sürmüştü.
Yazı: Vikipedi
Resimler: Google / Görseller